Spoiler!!!

Spoiler!!!Bilmek istemiyorsanız okumayın...

19 Kasım 2014 Çarşamba

Dizi,Dizi,Diziler

Yeni yayın sezonu başladı, bununla birlikte eski dost dizilerde -Castle,The Big Bang Theory,Bones vs. vs.- birer birer dönüş yapmaya başladılar...Tabi eskilerin yanı sıra bir kaç yeni diziyi de denedim.Bunlardan birincisi çizgi roman kahramanı olarak da çok sevdiğim The Flash oldu; ama nedendir bilinmez bir kaç bölüm sonra bıraktım aslında çok fena değildi bir ara tekrar göz atmak lazım.
Gelelim bu sene izlemek için seçtiğim üç diziye...

Akatsuki No Yona

                                     

 İlki bir anime...Uzun zamandır bir anime izlememiştim ve açıkçası okullu animelerden sonra Akatsuki No Yona bir hayli değişik geldi.Bir çok anime yorumcusu gibi çizimleri hakkında filan yorum yapabilecek bilgi düzeyine sahip olmadığımdan o kısımları es geçiyorum ama gözümü rahatsız eden bir nokta da yok açıkçası.Açılış parçası olarak sözsüz otantik melodiler taşıyan bir parça seçilmiş ben beğendim açıkçası ama müzik konusunda da zevkim tartışılır; gelelim konu ve karakterlere:
Eski dönemlere ait bir krallığın şımarık prensesi Yona hayatın tüm acımasız yönlerinden dikkatle korunarak ve istediği her şeye sahip olarak büyütülmüştür.Küçük yaşlarından beri kuzeni Soo-Won'a aşıktır.En büyük hedefi onunla evlenmek olan Yona bu istediğini babasına söylediğinde ilk defa reddedilir.16. yaş gününde bu istediğini tekrar babasıyla konuşmak için yanına giden Yona, kuzeni Soo-Won'un babasını öldürdüğüne şahit olur.Diğer bir kurban olmaktansa çocukluk arkadaşı ve koruması olan Hak sayesinde kurtulur.
Karakterlere gelirsek:
Yona:Kouka Kral'lığının gür kızıl saçlı ve sevimli,şımarık bir prensesi olan Yona, kuzeni Soo-Won'a derin bir aşkla bağlı.Hayatı kökünden sarsıldığındaysa en büyük desteği koruması Hak'ta buluyor.
Son-Hak:Kouka Kral'lığına bağlı Rüzgar Kabile'sinin veliahtı olan Hak "Gürleyen Canavar" takma adını taşıyan büyük bir savaşçı.Hem Yona'nın hem de Soo-Won'un çocukluk arkadaşı olan Hak tercih günü geldiğinde korumaya yemin ettiği Yona'yı tercih ediyor.
Soo-Won:Babasının ölümünden amcası kralın sorumlu olduğuna inanan Soo Won intikam alıp tahta geçmek için amcasını öldürmekten çekinmiyor.Fakat bu kararla en çok değer verdiği iki insan olan Yona ve Hak'ı kaybediyor.
Şimdilik altı bölümü yayınlanan dizinin mangası 2009'dan beri devam ediyormuş ama heyecanı kaçmasın diye okumuyorum açıkçası. Animenin 24 bölüm olduğu söyleniyor.


Forever


Biraz Mentalist,biraz Castle,biraz Sherlock Holmes,biraz New Amsterdam havası olan yeni bir dizi. Baş rolünde Fantastik Dörtlüden tanıdığımız Ioan Gruffudd var.Güzel eğlenceli bir dizi, konusuna gelirsek:
Dr.Henry Morgan New York kentinde adli tabip olarak çalışmaktadır.Ölüme takıntısı olan Henry sahip olduğu bir çok enteresan bilgi ve tecrübeyle polis Jo Martinez'e davaları çözmesi için yardım etmekte, bir yandan da kendisi için çok büyük bir sorunun cevabını aramaktadır.Ölümün.
Çünkü Henry Morgan ölmemektedir. Yaşadığı her ölüm deneyimini ardında çıplak bir şekilde suda uyanan Henry Morgan, bir gün kimliği belirsiz birinden ölümsüz tek insan olmadığına dair bir telefon alır.
Karakterler:
Dr.Henry Morgan:1800'lü yıllarda bir gemide doktorluk yaparken bir hastanın hayatını savunduğu için öldürülen Henry hayata tekrar dönerken ve o tarihten itibaren ne şekilde ölürse ölsün hep geri döner.
Jo Martinez:Dedektif Jo Martinez kocasının ölümünün ardından kendini işine vermiştir.Titiz ve garip huylara sahip Henry'nin dava çözmede ki becerisini ilk o fark etmiştir.



Kaçak Gelinler


Bu sene ki yerli dizi macerama Kiraz Mevsimi ile başlamıştım malum A Gentleman's Dignity'nin uyarlaması olarak dikkatimi çekmişti amma velakin çok çabuk saçmaladı ve kendisini rafa kaldırmama sebep oldu.O sebepten dolayı öyle eğlenceli bir şeyler bulsam mı acaba derken evin küçük nüfusunun sevdiği Kaçak Gelinler dikkatimi çekti ve ciddi ciddi bağımlısı oldum.Oldukça güzel ve eğlenceli bir dizi.Konuya kısaca gelirsek.
İzmir'li olan Şebnem,Kainat ve Almilla'nın yolları havaalanında kesişir. Üçünün de üzerinde gelinlik vardır ve kaderlerinin ardından koşmaya gelmişlerdir.Şebnem nikahtan kaçan nişanlısı Arda'nın arkasından, Almilla hep fallarında çıkan isim olan hiç görmediği ama ruh eşi olduğuna inandığı Akif'in arkasından, Kainat ise liseden beri kalbinin sahibi olan Ege'nin arkasından İstanbul'a gelirler.
Zor şartlarda bir araya gelen kızlar hem sağlam birer dostluk kurarlar, hem de doğru adamların aslında peşlerinden koştukları değil, koşarken ellerini tutan adamlar olduğunu anlarlar.
Karakterlere gelirsek:
Kainat:Orta halli bir ailenin becerikli,yetenekli,iyi niyetli kızı olan Kainat, nikah günü onu evlendirmek istedikleri adamdan kaçıp oyuncu olan Ege'nin peşinden İstanbul'a gelir.Kendinden büyük bir kadınla çıkara dayalı bir ilişkisi olan Ege ilk başta Kainat'la çok ilgilenmese de hatta onu çok zor durumlara düşürse de zamanla ona aşık olur.Ama geç kalmıştır.Kainat kendisine sürekli yardım eden, her zaman yanında olan yeni tanıştığı gazeteci Can'a yüreğini kaptırmıştır bile.


Almilla:Saf,sevimli,tam bir duygu insanı olan Almilla için kader ve evrenin ona gönderdiği  işaretler çok önemli.Küçük bir kız çocuğu olduğu günden beri Akif Tatlıcı isimli biriyle evleneceğine inanan Almilla nikahına iki gün kala gelinlik provasındayken tesadüfen Akif Tatlıcı tarafından aranıyor.Ve nişanlısını ardında bırakıp onun peşine düşüyor.Bulduğu Akif Tatlıcı tam hayallerinin prensiyken aslında kendisine yalan söylendiğini ve onun adının Özgür olduğunu öğreniyor.Ama bu zaman zarfında sahte Akif  Özgür'e fena halde aşık olmuş durumda.Ya kalbinin sesini dinleyecek ya da bir hayalin peşinden gidecek...


Şebnem:Çok zengin bir ailenin tek kızı olan Şebnem kararlı,özgüveni yüksek,inatçı,şımarık ve kendini beğenmiş, zor bir karakter.Sırf evlenmiş olmak için İzmir'in en gözde bekarını seçen Şebnem nikah masasında terk ediliyor. Arda'yı geri getirmek için yola çıkan Şebnem zamanla asıl istediğinin Arda olmadığını aslında gerçek kişiliğini ve aşkı aradığını fark ediyor.Bu yolda ise en az kendisi kadar zor, inatçı ve kararlı bir kişi olan Selim'le karşılaşıyor ve bütün dengesi alt üst oluyor.


Ve son olarak günü sözü atarlar kraliçesi Şebnem Gürsoy'dan:
"Her hıyarla turşu kurulmadığı gibi,her hıyarla hayalde kurulmuyor"