Spoiler!!!

Spoiler!!!Bilmek istemiyorsanız okumayın...

1 Aralık 2014 Pazartesi

Bir Yazar,İki Kitap,Bir Film...

Yeni bir yazar keşfettim...Milly Johnson...İki kitabını okumuş durumdayım ve devamı da gelecek, en azından benim için. Son derece basit,sade konulara sahip ama bir o kadar da akıcı ve esprili dili olan kitaplardan Beyaz Düğün daha az beğendiğim olduğu için onunla başlayacağım.

Beyaz Düğün


 Evlenmek üzere olan üç kadın,Güzel ve alımlı Bel,güçlü ve kendinden emin Max,sevimli ve kırılgan Violet, hayallerinin elbisesini ararken Beyaz Düğün isimli gelinlikçide karşılaşırlar.Yaklaşan en önemli günlerinin heyecanı içinde yakın arkadaş olan bu üç kadın, istedikleri gibi bir gelinlik bulabilecekler midir?
Yoksa asıl sorun damatlar mıdır?
Güzel ve eğlenceli bir kitap, ben en çok Max'in hikayesini sevdim ama içlerinde en komik maceraya sahip olan da Bel'di...
Kuşlar ve Arılar

Stevie Honeywell aşk kitapları yazan, bekar bir annedir.Hayatının aşkını bulduğuna inanmış ilk defa mutluluğa yelken açtığını düşünerek düğün hazırlıklarına girişmişken;müstakbel kocasının onu iş arkadaşı Jo ile aldattığını öğrenir.Önceleri görmezden gelmeye çalışsa da düğüne dört hafta kala terk edilir.Bir anda evsiz ve sevgilisiz kalan Stevie nişanlısını geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazırdır.
Aynı şekilde Jo tarafından terk edilen Adam Maclean'da onu geri almak için gereken her şeyi yapmaya hazırdır.Gönülsüz olarak bir araya gelen ikili, aşklarını geri almak için tehlikeli bir oyuna kalkışırlar.
Oldukça komik ilerleyen konu çok da fazla sürpriz içermiyor.İlişkilerin ne taraf gideceği ilk baştan belli olsa da eğlenceli ve keyifli bir okumalık...
Gelelim filme:
Unutursam Fısılda


Çağan Irmak'ın yeni filmi tam bir iki kız kardeş öyküsü...
Baş rollerinde Hümeyra, Farah Zeynep Abdullah, Mehmet Günsür, Işıl Yücesoy ve Kerem Bürsin'in olduğu film iki ayrı dönemde paralel ilerliyor.
Küçük, muhafazakar bir kasabada yaşayan iki kız kardeş olan Hanife ve Hatice'nin hayatı Tarık'ın gelmesiyle değişir.İçine kapanık,çekingen olan Hanife çizilmiş kaderinin dışına çıkamazken,Hatice hayallerinin peşinden koşmaktan çekinmez.Yolları ayrılan iki kız kardeş yıllar sonra mecburen bir araya gelirler.Hanife ve Hatice için hesaplaşma zamanı nihayet gelmiştir.
Bazı ayrıntılar havada kalsa da ben filmi sevdim...Aslında isterdim ki Hanife'nin başından neler geçti, Hatice Tarık'tan sonra nasıl ayakta kaldı biraz da onlara değinilsin...
Yine de güzel ve duygusal bir filmdi.Ayrıca şarkıları da çok güzeldi...
Daha da güzeli tam iki kız kardeşi anlatan bir filmi ablamla birlikte izlemekti...




19 Kasım 2014 Çarşamba

Dizi,Dizi,Diziler

Yeni yayın sezonu başladı, bununla birlikte eski dost dizilerde -Castle,The Big Bang Theory,Bones vs. vs.- birer birer dönüş yapmaya başladılar...Tabi eskilerin yanı sıra bir kaç yeni diziyi de denedim.Bunlardan birincisi çizgi roman kahramanı olarak da çok sevdiğim The Flash oldu; ama nedendir bilinmez bir kaç bölüm sonra bıraktım aslında çok fena değildi bir ara tekrar göz atmak lazım.
Gelelim bu sene izlemek için seçtiğim üç diziye...

Akatsuki No Yona

                                     

 İlki bir anime...Uzun zamandır bir anime izlememiştim ve açıkçası okullu animelerden sonra Akatsuki No Yona bir hayli değişik geldi.Bir çok anime yorumcusu gibi çizimleri hakkında filan yorum yapabilecek bilgi düzeyine sahip olmadığımdan o kısımları es geçiyorum ama gözümü rahatsız eden bir nokta da yok açıkçası.Açılış parçası olarak sözsüz otantik melodiler taşıyan bir parça seçilmiş ben beğendim açıkçası ama müzik konusunda da zevkim tartışılır; gelelim konu ve karakterlere:
Eski dönemlere ait bir krallığın şımarık prensesi Yona hayatın tüm acımasız yönlerinden dikkatle korunarak ve istediği her şeye sahip olarak büyütülmüştür.Küçük yaşlarından beri kuzeni Soo-Won'a aşıktır.En büyük hedefi onunla evlenmek olan Yona bu istediğini babasına söylediğinde ilk defa reddedilir.16. yaş gününde bu istediğini tekrar babasıyla konuşmak için yanına giden Yona, kuzeni Soo-Won'un babasını öldürdüğüne şahit olur.Diğer bir kurban olmaktansa çocukluk arkadaşı ve koruması olan Hak sayesinde kurtulur.
Karakterlere gelirsek:
Yona:Kouka Kral'lığının gür kızıl saçlı ve sevimli,şımarık bir prensesi olan Yona, kuzeni Soo-Won'a derin bir aşkla bağlı.Hayatı kökünden sarsıldığındaysa en büyük desteği koruması Hak'ta buluyor.
Son-Hak:Kouka Kral'lığına bağlı Rüzgar Kabile'sinin veliahtı olan Hak "Gürleyen Canavar" takma adını taşıyan büyük bir savaşçı.Hem Yona'nın hem de Soo-Won'un çocukluk arkadaşı olan Hak tercih günü geldiğinde korumaya yemin ettiği Yona'yı tercih ediyor.
Soo-Won:Babasının ölümünden amcası kralın sorumlu olduğuna inanan Soo Won intikam alıp tahta geçmek için amcasını öldürmekten çekinmiyor.Fakat bu kararla en çok değer verdiği iki insan olan Yona ve Hak'ı kaybediyor.
Şimdilik altı bölümü yayınlanan dizinin mangası 2009'dan beri devam ediyormuş ama heyecanı kaçmasın diye okumuyorum açıkçası. Animenin 24 bölüm olduğu söyleniyor.


Forever


Biraz Mentalist,biraz Castle,biraz Sherlock Holmes,biraz New Amsterdam havası olan yeni bir dizi. Baş rolünde Fantastik Dörtlüden tanıdığımız Ioan Gruffudd var.Güzel eğlenceli bir dizi, konusuna gelirsek:
Dr.Henry Morgan New York kentinde adli tabip olarak çalışmaktadır.Ölüme takıntısı olan Henry sahip olduğu bir çok enteresan bilgi ve tecrübeyle polis Jo Martinez'e davaları çözmesi için yardım etmekte, bir yandan da kendisi için çok büyük bir sorunun cevabını aramaktadır.Ölümün.
Çünkü Henry Morgan ölmemektedir. Yaşadığı her ölüm deneyimini ardında çıplak bir şekilde suda uyanan Henry Morgan, bir gün kimliği belirsiz birinden ölümsüz tek insan olmadığına dair bir telefon alır.
Karakterler:
Dr.Henry Morgan:1800'lü yıllarda bir gemide doktorluk yaparken bir hastanın hayatını savunduğu için öldürülen Henry hayata tekrar dönerken ve o tarihten itibaren ne şekilde ölürse ölsün hep geri döner.
Jo Martinez:Dedektif Jo Martinez kocasının ölümünün ardından kendini işine vermiştir.Titiz ve garip huylara sahip Henry'nin dava çözmede ki becerisini ilk o fark etmiştir.



Kaçak Gelinler


Bu sene ki yerli dizi macerama Kiraz Mevsimi ile başlamıştım malum A Gentleman's Dignity'nin uyarlaması olarak dikkatimi çekmişti amma velakin çok çabuk saçmaladı ve kendisini rafa kaldırmama sebep oldu.O sebepten dolayı öyle eğlenceli bir şeyler bulsam mı acaba derken evin küçük nüfusunun sevdiği Kaçak Gelinler dikkatimi çekti ve ciddi ciddi bağımlısı oldum.Oldukça güzel ve eğlenceli bir dizi.Konuya kısaca gelirsek.
İzmir'li olan Şebnem,Kainat ve Almilla'nın yolları havaalanında kesişir. Üçünün de üzerinde gelinlik vardır ve kaderlerinin ardından koşmaya gelmişlerdir.Şebnem nikahtan kaçan nişanlısı Arda'nın arkasından, Almilla hep fallarında çıkan isim olan hiç görmediği ama ruh eşi olduğuna inandığı Akif'in arkasından, Kainat ise liseden beri kalbinin sahibi olan Ege'nin arkasından İstanbul'a gelirler.
Zor şartlarda bir araya gelen kızlar hem sağlam birer dostluk kurarlar, hem de doğru adamların aslında peşlerinden koştukları değil, koşarken ellerini tutan adamlar olduğunu anlarlar.
Karakterlere gelirsek:
Kainat:Orta halli bir ailenin becerikli,yetenekli,iyi niyetli kızı olan Kainat, nikah günü onu evlendirmek istedikleri adamdan kaçıp oyuncu olan Ege'nin peşinden İstanbul'a gelir.Kendinden büyük bir kadınla çıkara dayalı bir ilişkisi olan Ege ilk başta Kainat'la çok ilgilenmese de hatta onu çok zor durumlara düşürse de zamanla ona aşık olur.Ama geç kalmıştır.Kainat kendisine sürekli yardım eden, her zaman yanında olan yeni tanıştığı gazeteci Can'a yüreğini kaptırmıştır bile.


Almilla:Saf,sevimli,tam bir duygu insanı olan Almilla için kader ve evrenin ona gönderdiği  işaretler çok önemli.Küçük bir kız çocuğu olduğu günden beri Akif Tatlıcı isimli biriyle evleneceğine inanan Almilla nikahına iki gün kala gelinlik provasındayken tesadüfen Akif Tatlıcı tarafından aranıyor.Ve nişanlısını ardında bırakıp onun peşine düşüyor.Bulduğu Akif Tatlıcı tam hayallerinin prensiyken aslında kendisine yalan söylendiğini ve onun adının Özgür olduğunu öğreniyor.Ama bu zaman zarfında sahte Akif  Özgür'e fena halde aşık olmuş durumda.Ya kalbinin sesini dinleyecek ya da bir hayalin peşinden gidecek...


Şebnem:Çok zengin bir ailenin tek kızı olan Şebnem kararlı,özgüveni yüksek,inatçı,şımarık ve kendini beğenmiş, zor bir karakter.Sırf evlenmiş olmak için İzmir'in en gözde bekarını seçen Şebnem nikah masasında terk ediliyor. Arda'yı geri getirmek için yola çıkan Şebnem zamanla asıl istediğinin Arda olmadığını aslında gerçek kişiliğini ve aşkı aradığını fark ediyor.Bu yolda ise en az kendisi kadar zor, inatçı ve kararlı bir kişi olan Selim'le karşılaşıyor ve bütün dengesi alt üst oluyor.


Ve son olarak günü sözü atarlar kraliçesi Şebnem Gürsoy'dan:
"Her hıyarla turşu kurulmadığı gibi,her hıyarla hayalde kurulmuyor"



22 Eylül 2014 Pazartesi

Fall İn Love With Me




 2014  yapımı başrollerini Aaron Yang ve Tia Li'nin paylaştığı 20 bölümlük Fall İn Love With Me dizisine çok büyük umutlarla başlamıştım.Ve sadece başlamış olarak kaldım.Gelelim nedenlerine.
Just You dizisini çok sevdiğim için Aaron Yang'in yeni dizisi olduğunu duyar duymaz izlemeye başladım.Önceleri fena gitmese de sonrasında öyle bir saçmaladı ki sıkıntılar bastı ve 16. bölümde diziye elveda dedim çünkü devamı için takatim kalmamıştı.
Hayal kırıklığım geçtikten sonra kalan bölümlere hızlıca göz atıp sonlandırmayı düşünüyorum, ama açıkçası bu dizi bende çok büyük bir hayal kırıklığı olarak iz bıraktı.
Neden bu kadar kötü bakalım şimdi.

 


Önce konu:
Lu Tian Xing (Aaron Yang) reklam dünyasının dahi çocuğudur.Geldiği nokta artık o kadar yüksektir ki,Tian Xing sıkılmıştır.Yaratıcılığını kaybetmekten korktuğu için tatile çıkmak ister, ama ortağı Lance bunu yapmasını istemez bunun üzerine Tian Xing kılık değiştirerek kaçar.Kaçarken yolunun geçtiği parkta küçük bir reklam şirketi olan Oz reklam çekimi yapmaktadır.Bir şekilde onların aralarına karışan Tian Xing küçük şirketin çalışma azminden ve yaratıcılığından etkilenir.Adını Xiao Lu olarak değiştirerek o şirkette çalışmaya başlar.Kısa zamanda yetenekleriyle Oz'u dikkat çekici hale getirir.Bu arada şirketin başkanı Tao Le Si'ye aşık olmuştur.Tao Le Si ise daha önce tanıştığı Tian Xing'ten nefret ederken Xiao Lu'dan hoşlanmaktadır.Sonunda Tian Xing hem aşkta hemde işte kendisinin en büyük rakibi haline gelir.


Konu dediğim gibi başta güzeldi.Tian Xing hem çok akıllı ve yetenekli hem de çok karizmatikti.Her iki kimliğinide başarıyla yürütüyordu.Sonra saçmalama kısımları geldi.O işini bilen kararlı adam sünepenin tekine dönüştü.Adamın hayatının aşkına gözlerinin önünde vurdular gene de ağzını açıp tek kelime etmedi.Esas kız biraz daha tutarlıydı ama onunda yersiz inatçılığı işi batırdı.Yani Tayvan kanunlarını bilmiyorum ama bir işletme çoğunluk hissesiyle başka bir kuruma satıldıysa son sahibi gene aynı sektörde başka bir şirket kuarabiliyor olmalı.Topla ekibini yeni şirket kur.Zaten Tian Xing elinin altında; ama yok neymiş Oz'un adı yaşayacakmış.Onu yaşatacağım diye görmediği hakaret kalmadı.
Belirtmeden geçemeyeceğim ikinci kızımız acayip derecede şımarık ve itici, bir tutunmuş Tian Xing'i sadece ben mutlu edebilirim diye saçmalayıp durdu.
Neyse uzun lafın kısası ilk başlarda eğlenceli olsa da sonrasında ki gereksiz uzatma çabaları ve abartılan dramlar esas kız ve esas oğlanının karizmasını ve çift olarak çekiciliklerini almış götürmüş.
Ben sevmedim.



15 Ağustos 2014 Cuma

Leverage



Dolandırıcılık üzerine olan bütün filmler ve diziler ilgimi çeker. Belki akıl oyunlarını sevdiğimden olsa gerek bu tarz konuları işleyen dizi ve filmleri hep listenin başına alırım.Mesela filmlerden Kirli,Çürük ve Adi, Ocean's serisi özellikle birincisi, Japonya'dan Liar Game ve Kurosagi, İngiltere'den Hustle ve tabii favorim olan Leverage...
"Bazen iyi adamlar en kötülerin arasından çıkar."Sloganıyla yolan çıkan dizide her biri kendi alanında uzman beş kişinin, başı kendilerinden daha güçlü insanlarla derde girmiş ama kanundan yardım alamayan insanlara yardım etmelerini amaçlıyor.
Dizimiz bir havacılık şirketi sahibi olan zengin ve güçlü bir adamın şirketinin ürettiği uçak planlarının çalınan örneklerini geri almak istemesiyle başlıyor.Bunun için her biri kendi alanında ünlü üç kötü adam kiralayan adam, bu kötü adamları denetlemesi için bir de dürüst birine ihtiyaç duyar.Bunun içinse eski bir sigorta müfettişi olan Nate Ford'a gelir.
Tuzak kurulur, planlar geri alınır.Fakat gönülsüz bir iş birliği ile tek seferlik bir iş için kurulan çete, kısa zamanda oyuna getirildiklerini anlar, bunun üzerine aralarına yeni bir kötü adam daha alarak bu sefer adalet için yeni bir tuzak kurulur..
Sonrasında iyi adam olmak hoşlarına gider ve güçlü insanlar tarafından haksızlığa uğramış insanlara bir koz sağlamak için yola çıkar ve becerilerini iyilik için kullanırlar.
Her bölümde farklı maceralara yelken açan dizi 2008'de başlayıp beş sezonun ardında 2012 yılında sona erdi.Bir süre sonra konular birbirini tekrarlasa da bol aksiyonlu, kararında komedi ve dram taşıyan bir dizi olarak hafızalarda yer bıraktı.
Gelelim karakterlere:


"Hitter" (Dövüşçü) Eliot Spencer: Dövüş ve silah uzmanı.Uzun bir zaman asker ve paralı asker olarak çalışmış.Bir zamanlar ellerini hayli kana bulamış bir kişilik kendisi. Çok iyi bir dövüşçü olması sebebi ile dizinin aksiyon bölümleri genelde onun üzerine kurulu.Bunun dışında aşçılık,el örgüsü, şarkı söylemek gibi hobileri bulunuyor. Karakteri Christian Kane canlandırıyor.


"Thief" (Hırsız) Parker: Grubun en aykırı elemanı olan Parker sokaklarda büyümüş.Bir parça buz ve bir paket folyoyla hırsızlık yapabilecek ya da bir bankayı 42 saniyede soyabilecek bir eğitime sahip.Dar yerlerde sürünmeyi,yükseklerden atlamayı seviyor.İnsani ilişkileri ise ancak bir ekibin parçası olduktan sonra gelişiyor. Özellikle de Hardison'a aşık olduktan sonra.
Karakteri Beth Riesgraf canlandırıyor.


"Hacker" (Bilgisayar Korsanı) Alec Hardison: Grubun şüphesiz en becerikli elemanı. Çok iyi bir bilgisayar korsanı olan Hardison, planların bütün alt yapısını hazırlayan, hedefleri araştıran kişi.Son derece mızmız bir yapısı var, özellikle minibüsü Lucille onun için çok önemli. Parker'sa onun  büyük aşkı.Karakteri Aldis Hodge canlandırıyor.


"Grifter" (Dolandırıcı) Sophie Devereaux: Oldukça kötü bir aktris olan Sophie'nin gerçek adını kimse bilmiyor. Gerçek sahnesi olan dolandırıcılık hayatında ise kimse onun eline su dökemiyor..Geçmiş suç yaşamında bir çok defa Nate tarafından kovalandığı için birbirlerini bir hayli yakından tanıyorlar ve aralarında adını koyamadıkları bir ilişki var. Sophie grubun şüphesiz en gizemli kişisi. Karakteri Gina Bellman canlandırıyor.


"Mastermind" (Beyin) Nathan Ford: Eski bir sigorta müfettişi olan Ford, çocuğunun ölümünden sonra alkole sığınmış bunun üzerine eşini ve işini kaybetmiştir. Leverage girişimiyle hayatında yeni bir anlam bulan Nate için en önemli olan zorda kalmış, dürüst insanlara yardım etmek. Alkolik olması bazen onu ve ekibini tehlikeye atacak boyutlara gelse de Nate ekibinin bütün sınırlarını ve yapabileceklerini biliyor bu sebeple de ustaca tuzaklar hazırlayabiliyor. Yıllardır tanıştığı ve onun en iyi anlayan kişi olan Sophie onun için bu dünyada ki en önemli insan. Karakteri Timothy Hutton canlandırıyor.



2 Ağustos 2014 Cumartesi

Bride of the Century



Yine 2014 yapımı 16 bölümlük bir diziyle karşınızdayız. Bride of the Century fantastik,romantik,komedi,aile ilişkileri gibi ögeleri bünyesinde barındıran bir dizi. Başrollerinde ise Lee Hong Ki ve Yang Jin Sung var.
Lee Hong Ki' yi ilk You're Beautiful'da, sonrada  Muscle Girl! dizisinde izlemiş ama pek beğenmemiştim.Her iki dizide de benzer rollerle karşımıza çıkan Lee Hong Ki burada çok başka bir karaktere bürünmüş.Pek tutmadığımı söylemek istiyorum ne olursa olsun 24 yaşında bir çocuktan hele ki bu kadar bebeksi bir yüze sahip bir çocuktan 30 yaşında adam olmamış bence...Gelelim esas kız Yang Jin Sung'a kendisi ile ilk kez müşerref oluyorum, güzelliği değişiyor kimi sahnelerde güzel görünüyordu kimi sahnelerde ise gözükmüyordu ama sanırım bu büründüğü karakterlerle ilgiliydi bundan da iyi bir oyuncu olduğu kanaatine vardım; zaten kızın oyunculuğu dizinin omurgası çünkü iki zıt rolde birden karşımıza çıkıyor çok da güzel başarıyor.Lee Hong Ki'den iki yaş büyük olmasına rağmen dizide sırıtmamış.


Diğer Kore dizi örneklerinden farklı olarak  iyisi,kötüsü ayrımsız bütün kızlar gerçekten güzel giyiniyorlardı, üstelik esas kızımız ayar verme işinin ustasıydı, ezilip büzülmek yerine karşısındakinin ağzının payını vermesini çok güzel bildi ve mucizevi şekilde sonunu batırmadılar.


Gelelim konuya ve karakterlere:
Aslında oldukça karmaşık bir olay örgüsüne ve farklı zaman dilimlerinden hikayelere sahip o yüzden en başta izlerken kim kimdi karıştırabiliyorsunuz ama sonunda her şey yerli yerine oturuyor.Dizinin sonunda esas kız ve esas oğlan arasındaki anlamsız ayrılık haricinde dizi çok güzel ilerledi ve bana göre başarılı bir final yaptı.


Konu:
Kore'nin en zengin ve gözde ailelerinden olan Taeyang Grup'un sahibi Choi ailesinin üzerinde garip bir lanet olduğu söylentisi vardır.Bu lanete göre ailenin en büyük oğlunun ilk evlendiği eşinin kaderi daima ölümle sonuçlanmış aile ancak ikinci eşlerle soyunu yürütebilmiştir.Ailenin koruyucusu olan hayalet ilk eşleri kendine kurban almaktadır.Geçen yüzyıl boyunca bu gerçekleşmiştir.
Choi Kang Joo ailenin en büyük oğludur ve eğitimini bitirdikten sonra ülkesine dönüp işlerin başına geçmesi ve ailesinin seçtiği bir kızla evlenmesi planlanmaktadır.Ailesi tarafından seçilen kız olan Jang Yi Kyung aynı sınıftan ona göre bir eştir.Fakat aile hayaletinin onlar için farklı planları vardır.


Bu tam bir tanıtım konusuydu spoiler istemiyorsanız yazıya devam etmeyin...
Dediğim gibi konu biraz karmaşık o yüzden biraz daha geniş bir yelpazede ayrıntı vereceğim...
Bol spoilerli konu:
Dizimiz 50 yıl önce Choi konağında gerçekleşen bir olayla açılır.Ailenin büyük oğlu gerdek odasında baygın bulunmuş gelin hanım ise kaybolmuştur.Uzun aramalardan sonra gelinin ayakkabısı uçurumun kenarında bulunur.Herkesin korktuğu olmuştur Choi ailesi laneti bir ilk eş almıştır.


Günümüze dönen hikayede Na Doo Rim bir sahil kasabasında büyükannesi ile yaşayan akıllı ve becerikli bir kızdır denizde dalgıçlık yaptığı bir sırada intihar etmek isteyen bir kadın görür ve kendini denize atan kadını kurtarır.Kadın önceleri ona çok kızar, ardından kolundaki bilekliği çıkartarak Doo Rim'e verir ve ona iyi bakmasını söyler bileklik ona şansı ve gerçek aşkı getirecektir.


Choi Kang Joo yurt dışından döndüğünde uzun zamandır nişanlı olduğu ailesi tarafından seçilmiş olan Jang Yi Kyung tarafından karşılanır.Daha buluşur buluşmaz aralarında soğuk rüzgarlar eser.Cho Kang Joo için bu evlilikleri sadece iş anlaşmasıdır, Jang Yi Kyung ise kukladan öte değildir. Jang Yi Kyung bunu  duyduğunda çok incinir ama nişanını bozamaz çünkü aile şirketleri çok zor durumdadır ve bu evliliğe ihtiyaçları vardır.
Aynı akşam uzun zamandır arkadaşı olan Lee Roo Mi ile karşılaşan Jang Yi Kyung onunda Kang Joo'ya aşık olduğunu öğrenir üstelik birde hakarete uğrar bunun üzerine her şeyi bırakarak kaçar.


Annesi ve abisi Jang Yi Hyung bir yandan onun kaçtığını saklamaya uğraşırlarken bir yandan da Jang Yi Kyung'u aramaktadırlar.Bu arada Choi ailesi onlarla nişan yemeği yemek isteyince çaresiz kalan Jang ailesi Yi Hyung'un daha önce bir vesile ile tanıştığı Na Doo Rim'i getirir, çünkü Na Doo Rim Jang Yi Kyung'a ikiz gibi benzemektedir.Amaçları Yi Kyung'u bulana kadar Doo Rim'i göstermektir. Sahte nişanlı Doo Rim paraya ihtiyacı olduğu için durumu kabul etmiş ve hiç bilmediği bir dünyaya adım atmıştır.Bu dünyada en büyük destekçisi sahte ağabeyi Yi Hyung' ken en büyük düşmanı ise Choi Kang Joo'dur.
Ama bilmediği arkasından dönen dolaplardır, hem Kang Joo'nun annesinin hemde Yi Kyung'un annesinin planladığı ölüm oyununda tek kurban Doo Rim'dir..Her iki annede kendi çocukları ve kendi ihtirasları adına masum bir kızın hayatıyla oynarken ipleri ellerinde tuttuklarını sanırlar ama perde arkasında çok daha büyük bir kuklacı vardır.


Dizide dörtlü bir komplo mevcut;Birincisi Kang Joo'nun annesinin Jang ailesine kurduğu komplo,ikincisi Jang ailesinin Doo Rim'e kurdukları komplo,üçüncüsü  Jang ailesinin Doo Rim'in yardımıyla Choi ailesine kurdukları komplo son olarak da aile hayaletinin yukarıda bahsi geçen herkese kurduğu komplo.Arada çevrilen sayısız dolaba değinmiyorum bile.
Dizi tam bir kadın egemenliğinde iyisinden, kötüsüne, insanından, hayaletine bütün kadınlar ortalığın tozunu dumanını attırmakta.Erkek cinsi ise bir kaç sahne haricinde burunlarından tutulup oradan oraya sürüklendiler ki bunlar; esas oğlan Choi Kang Joo, Jang Yi Kyung'un abisi Jang Yi Hyung ve Choi Kang Joo'nun babası.
Kadınlar ne kadar edepsiz,kavgacı ve komplocuysa erkeklerimizde o kadar iyi yürekli ve sevimliydi.

Gelelim önemli karakterlere:


Choi Kang Joo:Taeyang Grubun ilk oğlu ve varisi.Zeki,yakışıklı ve işkolik.Çocukken yaşadığı bir travmanın sonucu insanlarla pek arası yok, sevmediği insanlar listesinin en başında da ailesinin zoruyla nişanlandığı Jang Yi Kyung var.Ama kader kalbinin gelecekteki sahibini karşına çıkartmak üzere.
Na Doo Rim:İyi niyetli,çalışkan, çok becerikli bir genç kız.Hiç aklında yokken beklenmedik bir oyuna bulaşıyor ve çok soğuk karakterli bir adamın nişanlısı rolünü oynamak zorunda kalıyor.Gün ışığı gibi olan kalbi ise o kadar sıcak ki etrafında ki bütün buzları eritmeye başlıyor.Eriyen buzlar kötülükleri de beraberinde getiriyor.Doo Rim aşkının bedelini canıyla ödemek zorunda.


Jang Yi Kyung:Zengin,eğitimli,güzel,soğuk annesi ile bir olup kendi istekleri ve çıkarları için ikiz gibi benzediği Doo Rim'i kullanmaktan çekinmiyor.Kendi amacına ulaştığı sürece Doo Rim'e ne olacağına aldırmıyor.İçinde yanan ateş onu tamamen yakıp gölgelere çekmek üzere.
Jang Yi Hyung:Yi Kyung'un baba bir anne ayrı kardeşi. Kız kardeşine çok düşkün onun evden kaçmasıyla Doo Rim oyuna gelip dahil olunca bocalıyor çünkü Doo Rim'e karşı bazı ciddi duyguları var.Bütün iyi niyetine rağmen kalbi istediği yere ulaşmayacak.
Lee Roo Mi:Kang Joo'nun çocukluktan beri yakın arkadaşı aynı zamanda onunla birlikte çalışıyor. Küçüklükten beri Kang Joo ile evlenmesine kesin gözü ile bakılırken birden sahneye Jang Yi Kyung giriyor.Daha da kötüsü Kang Joo kalbini Doo Rim'e kaptırıyor. Roo Mi , biri ışık biri gölge olan görünümü aynı iki kadınla birden çarpışmak zorunda....
Choi II Doo:Kang Joo'nun babası.İlk eşini balayındayken kaybetmiş ve yıllarca bunun yasını tutmuş.Oğlunun en büyük destekçisi.Sahte Yi Kyung'u o kadar çok seviyor ki gerçeği öğrendiğinde Doo Rim'i hemen bağrına basıyor.
Kim Myung Hee:Kang Joo'nun annesi.Kendisi bir ikinci eş olarak, eşinin ilk eşinin balayında ölmesinden sonra yıllarca kocasının o kadına duyduğu aşkı izleyerek geçirmiş.Oğlu içinse gönlündeki gelin adayıma kavuşmak için ilk eş lanetine Jang Yi Kyung'u kurban etmekten çekinmiyor.
Mae Jae Ran:Jang Yi Kyung'un annesi.Kızının ilk eş lanetine kurban olarak seçildiğini anlayınca kızını korumak adına kurduğu planla Doo Rim'i kurban haline getirdi.En kötüsü ise lanet olmasa bile Doo Rim'in gene de ölecek olması.
Park Soon Bok:Doo Rim'in büyükannesi.Torununa çok düşkün yaşlı bir kadın.Bilmeden de olsa elli yıl önce ilk eş lanetini başlatan kişi.
Hayalet:Choi konağının hayaleti.Ailenin ilk eşlerini kurban seçtiği yönünde bir söylenti üstünde. Kang Joo'nun en büyük müttefiği olan Hayalet aslında tarihte yaşadığı dönemde Choi hanedanının devam etmesini sağlayan kişi.Acımasızca öldürülmesinin intikamını almak için yüz yıldır beklemekte.


Dediğim gibi dizide komplodan bol bir şey yok.Gene de bu karmaşık konuyu başarılı bir finalle bağladılar
bana göre, tek hoşlanmadığım nokta esas kızla esas kızın iki yıl gibi bir süre boyunca ayrılmaları. Ayrıldıklarında Doo Rim'in hamile olması ve bunu Kang Joo'ya söylememesi ise daha saçma neymiş beklediğin sürede aşk olurmuş ya Kang Joo Doo Rim'i bulamasaydı aşk olsun diye yaşlanacaklardı. Kang Joo'nun bebeğe tepki göstermemesi de ilginçti.Benim karım bana tek kelime etmeden gitse,gittiği yerle ilgili en ufacık bir ipucu bile bırakmasa üstüne üstlük birde bebeğimi benden saklasa ben en azında biraz tepki gösterirdim.Neyse ender karşılaştığımız iyi bir finale sahip olduğu için affettim.


Genel olarak çok başarılı bulduğum, izlerken çok eğlendiğim,kimi sahnelerde ürktüğüm bana göre oldukça iyi kotarılmış bir dizi.



26 Temmuz 2014 Cumartesi

You're All Surrounded



You're Surrounded-Etrafın Sarıldı isimli, başrollerinde The Greatest Love dizisinden Cha Seung Won ve My Girlfriend is a Gumiho dizisinden tanıdığımız Lee Seung Ki'nin oynadığı 20 bölümlük dizi 2014 yapımı.Bu yıl içerisinde yayınlanan bir çok dizi arasından biraz konu biraz oyuncular ile seçtiğim bu diziyi gerçekten çok beğendim.Bir polis karakoluna yeni atanan çaylak dedektifler ve onların tecrübeli amirlerinin maceralarını konu alan dizi oldukça kalabalık bir kadroya sahip.
Gelelim karakterlere ve konuya:


Seo Pan Suk:Cha Seung Won tarafından canlandırılan  Seo Pan Suk  çaylaklardan oluşan ekibin lideri.Yetenekleri efsanevi olarak adlandırılan dedektif bebek bakıcılığı yapmakta biraz isteksiz.


Eun Dae Gu:Lee Seung Ki tarafından canlandırılan çaylak dedektif zeki ve ketum.Görsel hafızası sayesinde meslektaşlarından bir adım önde.


Uh Soo Sun:Go Ah Ra tarafından canlandırılan çaylak dedektif ekipteki tek kadın.İlk başlarda huysuz amiri tarafından kadın olduğu için hor görülse de azmi sayesinde kısa zamanda ekibin göz bebeği olur.


Park Tae II:Ah Jae Hyun tarafından canlandırılan Park Tae II çaylak dedektiflerin en yakışıklısı.Beyaz teni yüzünden Pamuk Prenses takma adını alsa da herkesten sakladığı bir konuda olan uzmanlığı onu farklı bir kulvara taşımakta.


Ji Gook:Park Jung Min tarafından canlandırılan son çaylak dedektif olan Ji Gook arkadaşlarının yanında pasif kalsa da bütün ekibe bağlılığıyla göz doldurmakta.


Lee Eung Do:Sung Ji Roo tarafından canlandırılan ekip amir yardımcısı Lee Eung Do çaylak dedektiflerin amirlerinden bulamadıkları babacan tavırları gösteren ve oları kollayan yegane kişi.


Konu:
Dizi 11 yıl önce yaşanan bir trajedi ile başlamakta.2003 yılında bir okul hemşiresinden tanık olduğu bir suç için şahitlik yapması istenir.15 yaşında ki oğlu tehdit edilen kadın şahitlik yapmak istemez.Davaya bakan dedektif olan Seo Pan Suk kadına ona ve oğluna bir şey olmayacağı yönünde güvence verir.Bunun üzerine şahitlik yapmaya karar veren hemşire daha o gün oğlunun gözleri önünde öldürülür.Ardından katil, tek görgü tanığı olan hemşirenin oğlu Kim Ji Yong'un peşine düşer.Kim Ji Yong saklandığı okuldan onu kurtarması için Dedektif Seo'yu arar ama ondan önce katil gelir. Kim Ji Yong katilin elinden güçlükle kurtulur ve duydukları sayesinde Dedektif Seo' nun aslında kirli bir polis olduğunu anlar.Oradan kaçarak izini kaybettirir.


Kim Ji Yong 11 yıl sonra yetişkin bir erkek olduğunda adını Eun Dae Gu oarak değiştirir ve polis olarak Dedektif Seo' nun ekibine katılır amacı, onun bütün kirli işlerini ortaya dökerek annesinin katilini bulmak ve intikamını almaktır.


Bu diziyi çok sevdim çünkü ilk başta dedektif olmak gibi istekleri olmayan kimi sadece para kazanmak, kimi eğlenmek, kimi intikam almak, kimi ise sadece boş kadro orada olduğu için gelmiş olan çaylaklar zamanla yaman birer dedektif haline geldiler; sonuçta ise  havada kalan hiç bir durum olmadı iyiler ve kötüler kim neyi neden yapmış hepsi ortaya çıktı.Üstelik konu sadece intikam hikayesiyle sınırlı kalmadı, ekibin çözmek için uğraştıkları olaylar kendi özel hayatları da son derece dengedeydi.Hem dram kısımları, hemde komedi kısımları, hem de aşk kısımları sıkmadan ilerledi.Bence tek eksik yanı bu kadar polisin olduğu ortamda aksiyon biraz kısıtlıydı onun dışında son derece rahat izlenen her sahnesinden keyif alabileceğiniz bir diziydi.







19 Temmuz 2014 Cumartesi

Bir Kitap,Bir Film,Bir Dizi ve Bir Dizi Daha...

Bir yazı daha ortaladık...Günler öyle hızlı akıp gidiyor ki yetişemiyorum...Aşk hayatım rezalet, iş hayatım yoğun olunca akşamları evde pineklemekten başka yapacak bir şey kalmadığından kitap,film,dizi,internet derken geçinip gidiyoruz işte...
İss Pyaar Ko Kyo Naam Doon? derdine bulaşalı beri pek kitap okumuyordum ama nihayet 398 bölümü 398 kere izleyip -hatta bazı sahneleri daha çok- rahata erdim ve hayatın diğer alanlarına da ilgi göstermeye başladım.
 Şu an okuduğum kitap, Turgut Özakman tarafından yazılan Türkiye Üçlemesi'nin üçüncü kitabı olan Cumhuriyet. Birinci kitap olan Diriliş ve ikinci kitap olan Şu Çılgın Türkler'i salya sümük ağlayarak okuduktan sonra bu kitap epeydir listemdeydi.Şu anda birinci cildini yarılamış bulunmaktayım oldukça ilgi çekici gidiyor, bakalım...


En son izlediğim film -dönüp dönüp yeniden izlediğim filmleri saymıyorum- Keanu  Reeves'in baş rolünü oynadığı film 2013 yapımı çok fazla beğenilen bir film olmamış ama ben sevdim.Çünkü Keanu Reeves'i,Japonya'yı, samuray kültürünü, tarihi filmleri, doğa üstü filmleri severim bu filmde hepsi var bir de üstüne Jin Akanishi boy gösteriyor daha ne olsun...


En son yad edilen dizi: Leverage dolandırıcılık üzerine kurulmuş dizlerden en sevdiğim.Ne yazık ki artık yok ama ben beş sezonun üzerinden şöyle bir geçtim.Bu diziye bir ara ayrıntılı bakış atarız zaten.


En son takip etmeye karar verdiğim Türk dizisi: Ekranlarımız yeni bir Kore dizisi esinlenmesi ile karşı karşıya.
A Gentleman's Dignity adlı diziden esinlenmiş olan Kiraz Mevsimi üç bölümdür arz-ı endam ediyor. Orjinaline  göre kadro biraz genç ama ben ilk üç bölümde eğlendim.Genelde sonradan bizim senaristler konuyu batırırlar ama bakacağız artık.



Esen kalın efenim...